T.C. YARGITAY
21.Hukuk Dairesi
Esas: 2013/1920
Karar: 2013/2329
Karar Tarihi: 13.02.2013
TESPİT DAVASI – YURTDIŞINDA ÇALIŞMAYA BAŞLANILAN TARİHİN SİGORTA BAŞLANGIÇ TARİHİ OLARAK KABUL EDİLMESİ İSTEMİ – FİİLİ ÇALIŞMA BULUNMADIĞI HALDE EV HANIMI OLARAK GEÇEN SÜRELERİN SİGORTALILIK BAŞLANGIÇ TARİHİ OLARAK KABUL EDİLEMECEĞİ – DAVANIN REDDİ GEREĞİ
ÖZET: Dava, davacının A…’da rant sigortasına giriş tarihinin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabulü istemine ilişkindir. Somut, olayda, davacının 18.12.1991 – 19.10.2006 talihleri arasında <Gebelik/Analık Koruması> ve <Çocuk Yetiştirme> nedeniyle sigorta kapsamına alındığı ve fiili (eylemli) çalışmasının bulunmadığı anlaşılmakla 01.02.1992 tarihinin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabulü mümkün değildir. Mahkemece davanın reddi yerine yerinde olmayan gerekçeyle kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
(Türkiye Cumhuriyeti İle Federal Almanya Cumhuriyeti Arasında Sosyal Güvenlik Konusunda Yapılan Sözleşme m. 29) (2709 S. K. m. 90) (5510 S. K. m. 38) (506 S. K. Geç. m. 20) (3201 S. K. m. 5)
Dava: Davacı, yurtdışı çalışmalarını kabulüyle, sigorta başlangıç tarihinin 01.02.1992 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Sezai Öztürk taralından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan soma işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Karar: Dava, davacının Almanya’da rant sigortasına giriş tarihinin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabulü istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
5510 sayılı Kanun’un 38. maddesine göre malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı; sigortalının, 5417, 6900, 506, 1479, 2925, 2926, 5434 sayılı Kanunlar ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandıklara veya 5510 sayılı Kanuna tâbi olarak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak ilk defa kapsama girdiği tarih olarak kabul edilir. Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri hükümleri saklıdır.
Bu Kanunun uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün saydamım hesabına dahil edilir.
3201 sayılı Kanun’un 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanun ile değişik 5,maddesinin son fıkrasında <Sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülkelerdeki hizmetlerini, bu Kanuna göre borçlananların, sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmaz.> hükmü bulunmakta ise de 02.11.1984 tarihinde imzalanan ve 05.12.1984 tarihli 3241 sayılı Kanunla onaylanıp 01.04.1987 tarihinde yürürlüğe giren ve Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca yöntemine göre yürürlüğe girmiş uluslararası sözleşme olarak 3201 sayılı Kanunun 5. maddesinden önce uygulanma önceliğine sahip bulunan 30 Nisan 1964 tarihli Türk Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesine Ek Sözleşmenin 29. maddesinin 4. bendi hükmü uyarınca yurtdışında ilk defa çalışmaya başlanılan tarihin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi gerekmektedir.
Yurtdışında iken fiili (eylemli) çalışması bulunmadığı halde o ülkenin sosyal güvenlik mevzuatına göre yardım niteliğinde ödeme yapılan dönemler ile ev hanımı olarak geçen sürelerin Türk Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesine Ek Sözleşmenin 29. maddesinin 4. bendi anlamında yurtdışında geçen çalışma olarak nitelendirilmesi mümkün olmadığından ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
Somut, olayda, davacının 18.12.1991 – 19.10.2006 talihleri arasında <Gebelik/Analık Koruması> ve <Çocuk Yetiştirme> nedeniyle sigorta kapsamına alındığı ve fiili (eylemli) çalışmasının bulunmadığı anlaşılmakla 01.02.1992 tarihinin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabulü mümkün değildir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınarak davanın reddi yerine yerinde olmayan gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz, itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.02.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.
NOT: KONUNUN ÖNEMİ GEREĞİ YEREL MAHKEME İLAMINI AŞAĞIDA YAYIMLIYORUZ.
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR
T.C.
TRABZON İŞ MAHKEMESİ
Esas No: 2012-638
Karar No: 2012-948
Dava: Tespit-İptal
Dava Tarihi: 05.09.2012
Karar Tarihi: 28.12.2012
Yazılış Tarihi: 07.01.2013
Yapılan açık yargılama sonunda;
DAVA: Davacı vekili 24.08.2012 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının sigortalı bir işçi olduğunu, yurtdışı -Almanya’da geçmiş olan hizmet sürelerini 3201 sayılı yasa gereği borçlandığını ve primlerini ödediğini, borçlanmaya konu çalışma sürelerinin 01.02.1992 – 31.07.1999, 04.06.2002 – 31.07.2005 tarihleri arası döneme ilişkin olmasına rağmen davalı kurum işlemi sonucu prim ödemesini takip eden tarihten itibaren geriye kaydırılmak suretiyle değerlendirilmiş olup, ilgili çalışma sürelerinin başlangıç tarihi itibariyle 506 sayılı yasa kapsamında da değerlendirilmesi gerektiğini, Türkiye – Almanya Sosyal Güvenlik Sözleşmesi de bu sonucu öngördüğünü beyan ederek; 01.02.1992 tarihinin 5510 sayılı yasa kapsamında ilk işe başlama tarihi olarak nazara alınması gerektiğinin tespitine, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı kurum vekili 27.09.2012 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; 3201 sayılı yasaya göre borçlananlar için süre tespiti ve sigortalılığın başlangıcının 5. madde ile hüküm altına alındığını, buna göre; sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan hak sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihinin borçlarını tamamen ödedikleri tarihten geriye götürülen tarih olduğuna dair hükme göre kurumun yaptığı işlemde hukuku aykırılık bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
GEREKÇE: Dava: yurt dışında geçen çalışmalarını davalı kuruma borçlanan davacının yurt dışında (Almanya) ilk defa fiilen çalışmaya başladığı 01.02.1992 tarihinin Türkiye’de sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğinin tespiti ile aksi yöndeki kurum işleminin iptaline ilişkindir.
Mahkememizce; davacının kurumda mevcut sicil dosyası ile yurtdışındaki çalışmalarının borçlandırılmasına ilişkin kurum işlem dosyası celp edilmiş, gelen dosyanın incelenmesinde davacının 01.02.1992 – 31.07.1999, 04.06.2002 – 31.07.2005 tarihleri arasında yurtdışında çalışmasının olduğu ve bu çalışmalarını 3201 sayılı yasaya göre borçlanarak prim bedelini yasal süresi içinde davalı kurum hesabına yatırmış olduğu anlaşılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya arasında imzalanan ve yürürlüğe giren sosyal güvenlik hakkındaki sözleşmenin 29/4. maddesinde; <Bir kimsenin Türk sigortasına girişinden önce bir Alman rant sigortasına girmiş bulunması halinde Alman Rant Sigortasına girişi, Türk Sigortasına giriş olarak kabul edilir,> hükmüne yer verilmiştir.
Anayasanın 90/son maddesine göre; yöntemince yürürlüğe konulmuş Uluslararası sözleşmeler kanun hükmünde olduğundan ve her iki ülke arasında imzalanan sözleşmede de açık maddeye yer verildiğinden, bu konudaki yerleşik Yargıtay içtihatları da dikkate alınarak; davacının Almanya’da sigortalı olarak fiilen çalışmaya başladığı ilk tarih olan 01.02.1992 tarihinin Türkiye’de ilk defa sigortalı işe giriş tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğinin tespitine, aksi yöndeki kurum kararının iptaline karar vermek gerekmiş ve aşağıda belirtilen hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Davanın KABULÜNE; Davacı, Emin kızı, 01.01.1966 Trabzon doğumlu Hava COŞKUNER’in yurtdışında (Almanya) ilk işe giriş tarihi olan 01.02.1992 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğinin tespitine, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline,
Davalı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 1.200,00 TL vekillik ücreti davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Davacı tarafça yargılama gideri olarak yapılan toplam; 21,00 TL gider davalı kurumdan alınarak davacıya ödenmesine,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanamayarak artan kısımların kararın kesinleşmesine müteakip ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tefhiminden itibaren 8 gün içinde mahkememize sunulacak bir dilekçe veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer İş Mahkemesi Hakimliği’ne sunulacak bir dilekçe ile Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere karar verildi. 28.12.2012 (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı