Askeri Hizmet sırasında Yaralanma-Kusursuz Sorumluluk

T.C. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi
2.Dairesi

Esas: 2007/353
Karar: 2007/780
Karar Tarihi: 03.10.2007

TAZMİNAT DAVASI – OLAYIN BİR KAMU HİZMETİ SIRASINDA MEYDANA GELDİĞİ – İDARENİN SORUMLULUĞU – KUSURSUZ SORUMLULUK

ÖZET: Tehlike taşıyan hizmetlerle araç ve gereçlerden sağlanan yararlar nasıl ki bunların sahibine ait oluyor ise doğan zararlar da onların sahibine ait olmalıdır, şeklinde ifade edilebilecek olan risk ilkesinin bir gereği olarak davacıların uğradığı zararların, hizmetin sahibi olan idare tarafından kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca karşılanmasının gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

(2709 S. K. m. 125)

Davacılar vekili, 11.01.2007 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde kayda geçen dava dilekçesinde özetle; davacılar yakını P.Yb….’ın Erzincan 3.Ordu Dent.ve Değ.Bşk.lığında görevli iken 16.03.2006 tarihinde Sansa Boğazı mevkiinde meydana gelen helikopter kazası sonrası şehit olduğunu, davacıların murisinin bir kamu hizmetinin ifası sırasında hiçbir kusuru olmadığı halde hayatını kaybettiğini, davacıların maddi ve manevi kayıplara uğradıklarını, belirterek davacı eş için 150.000 YTL. ,davacı çocuk … için 50.000 YTL. diğer davacı çocuklar ..ve … için ayrı ayrı 60.000’ar YTL maddi ve tüm davacılar için ayrı ayrı 25.000’er YTL. manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesini talep ve dava etmiştir.

Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davacılar yakını P.Yb….’ın 3.Or.Dent. ve Değ.Bşk.lığı emrinde görevli iken 16.03.2006 tarihinde Sarıkamış ve Kars bölgesinde konuşlu birliklerin denetlenmesi görevine denetleme heyeti ile birlikte askeri helikopterle intikalleri esnasında, Sansa Boğazı olarak isimlendirilen vadide helikopter pilotlarının alçaktan uçuş yaptıkları sırada, karşıdan gelen güneş ışığının da etkisi ile elektrik iletim tellerini (yüksek gerilim) fark edememelerinin de etkisi ile helikopterin pervanesinin tellere çarptığı ve helikopterin düştüğü, P.Yb…..’ın kazanın etkisi ile şehit olduğu, olay sonrası düzenlenen kaza kırım raporunda kazanın %50 pilota hatası ve %50 diğer faktörlerden kaynaklandığı belirtilmesine rağmen olay ile ilgili olarak 3.Or.K.lığı As.Savcılığınca yapılan hazırlık soruşturması sonucu 24.11.2006 tarih ve 2006/332-474 E.-K. Sayılı Kovuşturmaya Yer Olmadığı kararı verildiği ,bu kararda kazaya sebebiyet veren yüksek gerilim hattının yapıldığı tarihte elektrik iletim hattının fark edilmesini mümkün kılan ikaz kareleri ve sair işaretlerin yapılmadığı tespiti yapılarak sonuç olarak <…..olayın meydana gelmesinde pilotların emir ve talimatlara aykırı bir davranışları olmaksızın…., bir başkasının da kusuru bulunmadığı”nın belirtildiği , davacılar vekilinin davacılar yakınlarının kaybı ile uğradıkları zararın tazmini talebi ile 09.11.2006 tarihli dilekçe ile davalı idareye yaptığı müracaata cevap verilmemesi üzerine işbu davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.

İdare Hukuku ilkelerine ve T.C.Anayasasının 125 nci maddesine göre idare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür. Bu suretle idarenin sorumluluğu Anayasa prensibi olarak kabul edilmiştir. Ancak idarenin sorumluluğunun hangi esaslara göre belirleneceği Anayasada belirtilmemiş olup bu meselenin halli doktrin ve yargı kararlarına bırakılmıştır. Bugün idarenin sorumluluğu hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılmaktadır. İster hizmet kusuru ister kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılsın, idarenin hukuki sorumluluğu için bir zararın mevcudiyeti, zarara yol açan eylemin idareye yüklenebilir nitelikte olması, zararla eylem arasında illiyet bağının bulunması yeterlidir. İlliyet bağının kesilmiş sayılması için zararın tümüyle hizmete ve idare tüzel kişiliğine yabancı unsurlardan doğması gerekmektedir.

Davacıların yakını olan P.Yb…’ın ölümü olayında, idareye yüklenebilecek bir hizmet kusuru bulunmamaktadır. Müteveffanın da herhangi bir kusurunun bulunmadığı anlaşılmıştır. Ancak olayın bir kamu hizmeti sırasında meydana geldiği dikkate alındığında, hizmetle doğrudan doğruya ilgili olduğu, hizmetle zararlı sonuç arasında uygun illiyet bağının bulunduğu anlaşılmaktadır. Gerek öğretide gerekse yargı kararlarında kabul edildiği üzere, özellikle Silahlı Kuvvetler tarafından yerine getirilen bazı hizmetlerle, hizmetin ifasında kullanılan uçak, helikopter, silah, top, mayın gibi araç ve gereçler yapıları gereği hem ilgililer hem de üçüncü kişiler için tehlike arz ederler. Bunların taşıdığı tehlikelerin ne zaman ortaya çıkacağını tahmin edip önceden tedbir alarak önlemek mümkün olamaz. İşte bu gibi tehlike taşıyan hizmetlerle araç ve gereçlerden sağlanan yararlar nasıl ki bunların sahibine ait oluyor ise doğan zararlar da onların sahibine ait olmalıdır, şeklinde ifade edilebilecek olan risk ilkesinin bir gereği olarak davacıların uğradığı zararların, hizmetin sahibi olan idare tarafından kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca karşılanmasının gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Mahkememizin yerleşmiş içtihatları uyarınca T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi olan kimselerin kamu hizmetinin ifası sırasında vefat etmeleri halinde mirasçılarına olay sebebiyle T.C.Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünce bağlanan aylıklar ve ödenen tütün ikramiyeleri yarar kabul edilerek maddi zararlarından düşülmekte, diğer taraftan 2629 sayılı Kanun kapsamında ödenen tazminat, maddi ve manevi zararlar karşılığı ödendiğinden bunlar da yarar kabul edilerek maddi zararlardan düşüldüğünden bu hususlar araştırılmıştır.

T.C.Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü, Emekli Sandığı Tahsisler Dairesi Başkanlığı (Devredilen)’nın 14.06.2007 tarih ve B.07.1. EMS. 0.10.0101/62. 433.041 sayılı yazısıyla; Yönetim Kurulunun 14.04.2006 tarih ve 180 sayılı kararı ile 5434 sayılı Kanuna göre vazife malullüklerinin kabul edilerek haklarında aynı Kanunun harp malullüğüne ilişkin hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi üzerine ilgilinin toplam 26 yıl 14 gün fiili hizmeti, 5 yıl 7 ay 27 gün fiili hizmet zammı ile 4 yıl 2 ay itibari hizmet zammı olmak üzere toplam 35 yıl 10ay 11 gün hizmeti esas alınmak suretiyle tespit edilen 1nci derece 4üncü kademe intibakı ile +4800 ek gösterge rakamı ve kıdem aylığına esas 22 hizmet yılı için öngörülen 440 kıdem aylığı göstergesi üzerinden, 15.04.2006 tarihinden itibaren eşi …’e 10/25 oranı esas alınarak 929,44 YTL., çocukları ..,.. ve ..’e ayrı ayrı 5/25 oranı esas alınarak 539,89’ar YTL. harp malullüğü dul-yetim aylığı bağlandığı, davacılara 5434 sayılı Kanunun ek 79. maddesi uyarınca 2006 yılına ait 8,5 aylık ek ödeme olarak ayrı ayrı 266,25 ‘er YTL. ödendiği, diğer taraftan 5434 sayılı Kanunun 89. maddesine göre hesaplanan 42.869,98 YTL.ikramiyenin müteveffanın eşi ..’e 10/25 oranı üzerinden 17.147,92 YTL., çocukları ….,… ve ..’e ayrı ayrı 5/25 oranı esas alınarak 8.573,96’şar YTL.olarak ödendiği müteveffa P.Yb….’ın görevi dışında başka bir sebepten dolayı ölmesi halinde 5434 sayılı Kanunun 66 ncı maddesi uyarınca 1.540,65 YTL. aylık bağlanarak bu aylığın eşi ..’e 10/25 oranı üzerinden 479,78 YTL., çocukları …,.. ve ..’e ayrı ayrı 5/25 oranı esas alınarak 308,13’er YTL.olarak ödenebileceği, yine görevi dışında başka bir sebepten dolayı ölmesi halinde 5434 sayılı Kanunun 89. maddesine göre hesaplanan 40.809,60 YTL.ikramiyenin müteveffanın eşi ..’e 10/25 oranı üzerinden 16.323,82 YTL. ,çocukları ..,.. ve ..’e ayrı ayrı 5/25 oranı esas alınarak 8.161,91’er YTL.olarak ödenebileceği bildirilmiştir.

Ayrıca 2629 sayılı Kanun uyarınca toplam ödenen 24.310,50 YTL.den müteveffanın annesinin %10 oranındaki payı düştükten sonra davacı eş ..’e 5.470,00 YTL., diğer davacılar çocukları ..,… ve …’e ayrı ayrı 5.470,00’er YTL. tazminat ödendiği anlaşılmıştır.

Davacıların ayrı ayrı maddi zararlarının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, resen seçilen bilirkişi tarafından düzenlenerek Mahkememize ibraz edilen 26.07.2007 tarihli bilirkişi raporunda; davacı eş ..’in maddi tazminat hak edişinin 107.715,00YTL.olduğu,birinci çocuk davacı ..’in maddi tazminat hak edişinin 93,00YTL. olduğu, ikinci çocuk davacı …’in maddi zararının sadece maddi yararlarla ve 8.683,00 YTL. fazlasıyla karşılandığı kendisine ayrıca 5.470,00 YTL. şehitlik tazminatı yararı sağlandığı, üçüncü çocuk davacı …’in maddi zararının sadece maddi yararlarla ve 14.879,00 YTL. fazlasıyla karşılandığı kendisine ayrıca 5.470,00 YTL. şehitlik tazminatı yararı sağlandığı, bu nedenle davacılar .. ve ..’in maddi tazminat hakedişlerinin mevcut olmadığı bildirilmiştir.

Taraflara tebliğ edilen ve itiraz edilmeyen bilirkişi raporu, Mahkememizce kabul edilen kıstaslara, ilmi verilere ve yerleşmiş içtihatlara uygun bulunduğundan bilirkişi raporu doğrultusunda uygulama yapılmıştır.

Davacılara olay nedeniyle duydukları ve ömür boyu duyacakları acı ve ızdıraplarının kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olayın meydana geliş şekli, tarihi, müteveffanın askerlik statüsü, davacıların sosyal durumu, paranın alım gücü ve işletilecek yasal faiz dikkate alınarak kendilerine uygun miktarda manevi tazminat verilmesi kabul edilmiştir.

Davacılar … ve … ‘e 2629 sayılı Kanun gereğince tazminat ödenmiş olup, Kanun gereğince bu tazminatın maddi ve manevi zararlar karşılığı ödendiği izahtan varestedir. Bu davacıların maddi zararlarının sadece maddi yararlarla fazlasıyla karşılandığı ayrıca kendilerine 2629 sayılı Kanun uyarınca ödenen tazminatın manevi zararlarını da kısmen karşıladığı anlaşılmakla davacılar … ve …’in manevi tazminat istemleri ile ilgili karar verilirken bu husus dikkate alınmıştır.

Açıklanan nedenlerle;

1- Bilirkişi raporu uyarınca davacı …’e 107.715,00 YTL. (YÜZYEDİBİN YEDİYÜZONBEŞ YENİ TÜRK LİRASI) MADDİ TAZMİNAT VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin isteminin REDDİNE,

2- Bilirkişi raporu uyarınca davacı …’e 93,00 YTL.(DOKSANÜÇ YENİ TÜRK LİRASI) MADDİ TAZMİNAT VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin isteminin REDDİNE,

3- Bilirkişi raporu uyarınca davacılar … ve …’in sağladıkları maddi yararlar da dikkate alınarak MADDİ TAZMİNAT İSTEMLERİNİN REDDİNE,

4- Takdiren davacı ..’e 12.000,00 YTL.(ONİKİBİN YENİ TÜRK LİRASI) MANEVİ TAZMİNAT VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin isteminin REDDİNE,

5- Takdiren davacı …’e 13.200,00 YTL.(ONÜÇBİNİKİYÜZ YENİ TÜRK LİRASI) MANEVİ TAZMİNAT VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin isteminin REDDİNE,

6- Davacılar … ve ….’in 2629 sayılı Yasa uyarınca sağladıkları şehitlik tazminatı yararı da dikkate alınarak TAKDİREN MANEVİ TAZMİNAT İSTEMLERİNİN REDDİNE,

7- Hükmedilen maddi tazminat miktarlarına harp malullüğü aylığı bağlandığı 15.04.2006 tarihinden ödeme tarihine kadar yıllık %9 (YÜZDE DOKUZ) yasal faiz YÜRÜTÜLMESİNE,

8- Hükmedilen manevi tazminat miktarlarına olay tarihi olan 16.03.2006 tarihinden ödeme tarihine kadar yıllık %9 (YÜZDE DOKUZ) yasal faiz YÜRÜTÜLMESİNE,

9- 1602 Sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 71 nci maddesi gereğince Yargılama giderlerinin davalı idareye YÜKLETİLMESİNE, ancak 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi uyarınca muaf tutulan davalı idare aleyhine harca hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,

10-. Davacılar tarafından peşin yatırılan 5.693,00 YTL. (BEŞBİNALTIYÜZDOKSANÜÇ YENİ TÜRK LİRASI ) harcın istemleri halinde DAVACILARA İADESİNE,

11- Davacılar tarafından peşin yatırılan ve sarfedilen 22,50 YTL. (YİRMİİKİ YENİ TÜRK LİRASI ELLİ YENİ KURUŞ) posta giderinin DAVALI İDAREDEN ALINARAK, DAVACILARA VERİLMESİNE,

12- Davacı tarafından peşin yatırılan ve sarfedilen 240,00 YTL. (İKİYÜZKIRK YENİ TÜRK LİRASI) bilirkişi ücretinin davadaki haklılık oranına göre 159,00 YTL. (YÜZELLİDOKUZ YENİ TÜRK LİRASI)nın DAVACILAR ÜZERİNDE BIRAKILMASINA, 81,00 YTL.(SEKSENBİR YENİ TÜRK LİRASI)nın DAVALI İDAREDEN ALINARAK DAVACILARA VERİLMESİNE,

13- Hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarları üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ayrı ayrı nisbi olarak hesap edilen 12.821,28 YTL. (ONİKİBİNSEKİZYÜZYİRMİBİR YENİ TÜRK LİRASI YİRMİSEKİZ YENİ KURUŞ) avukatlık ücretinin DAVALI İDAREDEN ALINARAK, DAVACILARA VERİLMESİNE, karar verilmiştir.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *