Hizmet tespit davası açılırken bu dava içinde bir takım yasal düzenlemelere dikkat etmek gerekmektedir. Hizmet tespit davası açılırken 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 4857 sayılı İş Kanunu, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunundan yararlanmak ve ilgili kanunlarda belirtilen usul ve esaslara göre hizmet tespit davasını açmak gerekmektedir. Şöyle ki;
- Kanun gereği işçinin bu davayı açmasında hukuki yararının bulunması gerekmektedir.
- Kanun ve Yargıtay’ın artık kökleşmiş kararları doğrultusunda bir işçi bu davayı açabilmesi için 5 yıllık süre içerisinde açması gerekmektedir aksi takdirde zamanaşımı nedeniyle dava red edilecektir.
- Davayı doğru görevli ve yetkili mahkemede açmak gerekmektedir. Kanun gereği hizmet tespit davalarında görevlendirilmiş olan mahkeme iş mahkemesidir.
- Hizmet tespiti davası çekişmeli bir dava türüdür. Bu nedenle de tarafların belirlenmesi önemlidir. Bu davaların davacısı SGK kaydının bildirilmemiş olan işçidir. Davalı taraf ise işçinin SGK kaybını kanun ve yönetmelik çerçevesinde SGK’ya bildirmeyen işverendir.
- Hizmet tespit davasında davacı olan kişi, bahse konu iş yerinde çalıştığını ispat etmesi gerekmektedir.
Hizmet tespiti davasını açan işçinin davayı kazanması
Hizmet tespiti davası, hizmet veren işçi lehine sonuçlandığı yani işçi davayı kazandığı zaman sonra ki süreç nasıl işlemektedir? İşte bu durumda davayı açan işçi davanın lehine sonuçlanmasının akabinde söz konusu mahkeme ilamı ile SGK’ya başvuru yapmalıdır ve ilgili kararın infazını talep etmelidir. İşçinin bu talebi üzerine SGK tarafından işverenden kararda belirtilen süreler için işçi ve iş veren payı dahil olmak üzere primler gecikme zammı ve bununla beraber idari para cezası tahsil edilecektir.