Konkordato Davası Yargıtay Kararı- Şirketin Borca Batık Olması

T.C. YARGITAY

23.Hukuk Dairesi
Esas: 2019/2351
Karar: 2020/1758
Karar Tarihi: 12.03.2020

KONKORDATO DAVASI – DAVACI ŞİRKETİN KONKORDATO ÖN PROJESİNİN BAŞARIYA ULAŞMASININ MÜMKÜN OLMADIĞI VE BORCA BATIK OLDUĞU GEREKÇESİ – HÜKMÜN ONANMASI

ÖZET: Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin konkordato ön projesinin başarıya ulaşmasının mümkün olmadığı ve borca batık olduğu gerekçesiyle, davacı şirketin iflasına karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

(6100 S. K. m. 370)

Taraflar arasındaki konkordato davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince duruşmalı temyiz edilmiştir.

Temyize konu karar niteliği gereği duruşmaya tâbi olmadığından duruşma isteminin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Davacı vekili, inşaat sektöründe faaliyet gösteren müvekkili şirketin küresel krizden etkilenen finans kuruluşlarının likidite sorunu yaşamalarından dolayı kullanılan kredilerin sermaye açığının kapatılabilmesi için ek kredi verilmediğini, bu nedenle mevcut işlerin tehlike altına girdiğini, küresel ekonomideki yavaşlama ve maliyetlerdeki artış neticesinde kriz ortamından etkilenildiğini, 2016 yılına kadar olumlu olan durumun 2017’den itibaren bozulmaya başladığını, artan faaliyet hacmi ile birlikte borçlanmanın giderek arttığını, şirketin nakit akışının daraldığını ve maliyetlerin arttığını, bu nedenle müvekkili şirketin borçlarını ödeyememe tehlikesinin ortaya çıktığını, konkordato müessesesinden faydalanması halinde bir yıllık geri ödemesiz, beş yıllık dönemde 4.060.476,00 TL civarında nakit fazlası sağlanabileceğini ve bu miktar ile mevcut borçların çevrilerek ödenebilir hale gelebileceğini ileri sürerek, öncelikle geçici mühlet kararı verilerek daha sonra kesin mühletin sonuçlarına hükmedilerek konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin konkordato ön projesinin başarıya ulaşmasının mümkün olmadığı ve borca batık olduğu gerekçesiyle, davacı şirketin iflasına karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi kararına ilişkin davacı vekilinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğininde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine 12.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.