Haksız İşgal Nedeniyle Kiralananın Tahliyesi ve Tazminat Davası Yargıtay Kararı

T.C. YARGITAY
8.Hukuk Dairesi

Esas: 2002/1777
Karar: 2002/2157
Karar Tarihi: 18.03.2002

HAKSIZ İŞGAL NEDENİYLE KİRALANANIN TAHLİYESİ İLE TAZMİNAT DAVASI – ZİLYETLİĞİN KORUNMASINA YÖNELİK DAVA – TAZMİNAT DAVASININ DA ESASEN BAĞLI OLDUĞU ZİLYETLİĞİN KORUNMASI DAVASI İLE BİRLİKTE GÖRÜLMESİ GEREĞİ – SULH HUKUK MAHKEMESİNİN GÖREV ALANI

ÖZET: Davacının zilyetliğin korunması davası ile kendisine ait eşyaya hasar verilmesinden dolayı tazminat davasını birlikte açabilir. Her iki dava arasında fiili ve hukuki bağlantı bulunduğuna göre, tazminat davasının da esasen bağlı olduğu zilyetliğin korunması davası ile birlikte görülmesi mümkündür. Bu bakımdan mahkemenin gerekçesi yerinde bulunmamaktadır.

(4721 S. K. m. 983, 984) (1086 S. K. m. 8, 43)

Dava: Davacı, mülkiyeti Enver ve arkadaşlarına ait 158 ada 4 nolu parselde bulunan binadaki 237/F. nolu sahibinden kiraladığı dükkana, davalıların yaptığı haksız işgalin sona erdirilmesini ve 1.000.000.000 lira tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalılar vekili, davanın yersiz olduğunu bildirerek, açılan davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Karar: Davacı, dava konusu taşınmazı kiraladığını, hiçbir hakları olmadığı halde davalıların dükkanı haksız olarak işgal ettiklerini, içinde bulunan mesleği ile ilgili malzemeleri dışarı attıklarını, hasar verdiklerini belirterek söz konusu davayı açmıştır. Mahkeme, davanın 6570 sayılı Kanunun 12. maddesi uyarınca ikame edilmiş, haksız işgal nedeniyle kiralananın tahliyesi ile tazminat talebine ilişkin bulunduğu, sözleşmeye dayanılmadığı ve kiracılık hakkına elatmanın önlenmesine ilişkin bulunduğu, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olmadığı görüşünden hareketle davanın görev yönünden reddine, dosyanın görevli M. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

Dava dilekçesi kapsamına göre; davacı, 237/F nolu dükkanı sahibinden kiraladığı, üçüncü kişi durumunda bulunan davalıların hiçbir hakkı olmadığı halde dükkanı işgal ettikleri, davacının içinde bulunan eşyalarına zarar verdikleri ve davacının üstün zilyetlik hakkı bulunduğu anlaşıldığına göre dava TMK.nun 984. maddesinde yer alan zilyetliğin korunmasına yönelik bulunmaktadır. Zilyetliğin korunması davaları HUMK.nun 8/II-3. maddesi uyarınca münhasıran Sulh Hukuk Mahkemesinin görevi dahilinde olup, bu mahkemeler tarafından bakılmaktadır. TMK.nun 983. maddesi uyarınca saldırıda bulunan, şey üzerinde bir hak iddia etse bile; zilyetliği saldırıya uğrayan, ona karşı dava açabilir. Aynı maddenin 2.fıkrası, dava; saldırının sona erdirilmesine, sebebinin önlenilmesine ve zararın giderilmesine yönelik olur, şeklindedir. Bu bakımdan davacının zilyetliğin korunması davası ile kendisine ait eşyaya hasar verilmesinden dolayı tazminat davasını birlikte açabilir. Her iki dava arasında fiili ve hukuki bağlantı bulunduğuna göre, tazminat davasının da esasen bağlı olduğu zilyetliğin korunması davası ile birlikte görülmesi mümkündür. Bu bakımdan mahkemenin gerekçesi yerinde bulunmamaktadır. Yapılan bu nitelendirmeye göre uyuşmazlığın TMK.nun 981-984. maddeleri gereğince çözümlenmesi gerekir.

Sonuç: Bu nedenlerle görevsizlik kararı Usul ve Yasaya aykırı olup davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve 7.530.000 lira peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 18.03.2002 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *