Tespit Davası – Borçlanma Süresinin ve Yaşlılık Aylığının Tespiti

TC YARGITAY
10.Hukuk Dairesi

Esas: 2012/9969
Karar: 2012/13423
Karar Tarihi: 04.07.2012

TESPİT DAVASI – BORÇLANMA SÜRESİNİN VE YAŞLILIK AYLIĞININ TESPİTİ İSTEMİ – DAVACININ YURTİÇİ ÇALIŞMASI VE SİGORTALILIK KAYDI BULUNMADIĞI – BAĞLANAN YAŞLILIK AYLIĞIN

ÖZET: Davada uyuşmazlık, yurtiçi çalışma ve sigortalılık kaydı bulunmayan, … şu anda A.’da hizmet aktine hazır olarak çalışan ve A.’da çalışmaya devam ediyor … düzenlenmiş Yasaya göre ve … arada Yasa sırada borçlanıyor .. bağından Kur-Kur’dan yaşlılık aylığı bağlanan davacının; … tarihi Yasa kapsamlı olan borçlanma süresinin ve eskiliğin aylığı … varsa Yasa Hakkında değerlendirilip değerlendirilemeyeceğinelanmıştırdir. İlgili Yasa içeriği yapılan borçlanma ile, … öncesinde bağlanan yaşlılık aylığı, ilgili Yasa maddesi mevcut olması gerekmekte olup aksini öngören mahkeme kabulü yerinde bulunmalıdır. Mahkeme, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmalıdır, eksik inceleme ve değerlendirmeyle hükümdar usul usul ve yasaya aykırı olup bozmadığıdır.

(2709 SK m. 90) (5510 SK m. 4) (3201 SK m. 3, 4, 5)

Dava: Davacı, sigorta başlangıç ​​tarihiinin 25.07.1972 olduğunun beliriniyor, 3201 yılında Yasa hazır durumda borçlanmanın ve tahsis işlemlerinin 5510 numaralı Yasanın 4 / Yaşında olması gerekeniğinin yapılmasını istemiştir.

Mahkeme, ilamında bildirildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir.

Hükmün, davalı Kurumlar avukatı, temyizin olduğu, temyiz’in istediği sırada devam etti ve Tetkik Hâkimi Şerafettin Özyürür’ün fotoğrafı yayınlandı kağıtlar okunduktan sonra işin gereğini düşürdü ve yapıldı

Karar: Dava, sigortalılık başlangıç ​​tarihi, 25.07.1972’nin tespiti ile yurtdışı çalışma çalışmalarına başlandıılan, yurtiçi çalışma ve sigortalılık tescili bulunmayan davacının, 3201 yaşında geçmişinde isteiğinin tespiti istemelerine tarihindedir.

Mahkeme, davacının ilk sigortalılık başlangıcında Alman Alman Rant Sigortasına giriş tarihi olan 25.07.1972 olduğunun belirten ve 3201 numaralı Yasa’da bulunan borçlanma ile, 01.06.2009 başlangıç ​​tarihi tahsisin, 5510 tarihli Yasanın 4 / Iakiyle ilgili birinin sayısı, .

1-) Sigortalılık başlangıç ​​tarihinin, yurtdışında çalışmağa başlanılan 25.07.1972 olduğunun tespitine dair, mahkeme kabulü; Türk – Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesi’ni 29 / 4.maddesi, keza usulemince uygun bir sözleşmeli Uluslararası Sözleşmelerin kanun hükmünde personel ve uygulama önceliği burada düzenleyen TC Anayasa’nın 90. madde hükümleri yerindedir.

2-) 3201 yılında Yasa hazır hale getirilmiş borçlanma ile, tahsis işlemlerinin 5510 sayılı Yasanın 4 / Ia maddesiyle ilgili değerlendirme yaparak odaklı mahkeme kabulüne gelince;

Yurtiçi çalışmayı bulmayan davacı, 13.04.2009 günlü borçlanma başvurusuyla, Almanya’da geçen 25.07.1972-31.08.2008 tarihleri ​​arasında çalışmalarından sonra tahsise yetecek kadarı olan 31.08.1993-31.08.2008 tarihleri ​​arasında 18.05.2009 günlü ödemeyle borçlanmış; 25.05.2009 günlü tahsis başvurusu üzerine de, 01.06.2009 tarihinde, 5510 tarihinde Yasanın 4 / Ib orada iken yaşlılık aylığı bağlandı.

Davada uyuşmazlık, yurtiçi çalışma ve sigortalılık kaydı bulunmayan, 25.02.1972 şu anda Almanya’da hizmet aktine hazır olarak çalışan ve Almanya’da mevcut çalışma sürelerini 3201 sıraya Kur’dan yaşlılık aylığı bağlanan davacının; 3201 yılında Yasa’nın kapsamlı olması borçlanma süresinin ve uzunluğunun eskiliği aylardaki 5510 sayılı Yasanın 4 / Ia planları değerlendirilip değerlendirilemeyeceğinedidir.

Yasar 79. maddesiyle yılda 3201 yıllık Yasının 3. maddesi, <Bu Kanunun ‘de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışma yoksa, Sosyal Güvenlik Kurumuna, Türkiye’de çalışanlar, en son tabi olduğu yerde sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat etmek için bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar. Sosyal güvenlik sözleşmeleri uygulayıcıların kendileri veya hakları olanların kısmi aylık bağlanmış olanlarının borçlanma aşamasında aylık aldıkları sosyal güvenlik kuruluşunca yapılan> hükmünü içerirken;

Yine, aynı Yasayla 3201 yapıldı Yasanın 5. maddesine 4.fıkra hükmü olarak yapıldı ek fıkra ile de; <Yurtdışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 numaralı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık durumuna göre geçmiş geçmiş sayılacağının yapılmasında; Türkiye’de sigortalılıkları vardır, borçlanma talepleri en son sigortalılık durumuna göre, sigortalılıkları yoksa, aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendiğinde geçmiş sigortalılık süresi için istenildi.> Hükmü getirildi.

Anılan 5754 sayılı Yasa ile, 3201 sayılı Yasada yapılan düzenlemeler ve getirilen ek düzenlemelere birlikte bakıldığında; başvurulacak kuruluşların belirlendiği, eski 3. maddede öngörülen değişik hallerden tümüyle vazgeçilmiş ve sadece; Kanyon 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendiğinde geçmiş sigortalılık süresi gereği değerlendirilmiştir. Yasanın bu açık hükmü’nde, artık borçlanılan sürelerin, diğer sosyal güvenlik kanunları, bir sigortalılık süresi gereği uzaklaştığını söyledi. Yani, Türkiye’de hiçbir sosyal güvenlik kurumu

Öte yandan, Anayasamızın 90/son maddesi uyarınca, yöntemince yürürlüğe konulmuş Uluslararası sözleşmeler kanun hükmünde olduğu gibi, normlar hiyerarşisi yönünden, uluslararası sözleşme kurallarına; uygulamada, yasal güç tanınmakta ve bu kuralların uygulanma önceliği haiz bulunmaktadır.

Türk Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesinde, Türk sigortasına girişten önce, Alman rant sigortasına girilmiş bulunması halinde, Alman Rant Sigortasına giriş tarihinin, Türk Sigortasına giriş tarihi olarak kabul edileceği yönünde açık hüküm bulunurken; söz konusu Uluslararası sözleşmede, yurtdışında geçirilen çalışma sürelerinin, akit ülke mevzuatına göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilmesi aşamasında, hangi sigortalılık niteliğine göre borçlanılabileceği konusunda açık ve özel bir düzenleme yer almamaktadır.

Bu sırada, 3201 tarihinde Yasa’da yapılmakta olan borçlanma ile, 01.06.2009 tarihinde şimdiden bağlanan yaşlılık aylarında, 5510 yılında Yasanın 4 / Ib maddesi orada olması gerek olup; aksini öngören mahkeme kabulü yerinde değil.

Mahkeme, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmak üzere, eksik inceleme ve değerlendirmemeyle yazılı olarak yönetilir, usul ve yasaya aykırı olup, bozmadığıdir.

O halde, davalı Kurumlar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hükümlerin bozulmasına bağlıdır.

Sonuç: arıtma sebeplerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 04.07.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *