Yaşlılık Aylığı İçin Yurda Kesin Dönüş Gerekliliği-Yurtdışı Borçlanması

T.C. YARGITAY

21.Hukuk Dairesi

Esas:  2005/10510

Karar: 2006/399

Karar Tarihi: 30.01.2006

KURUM İŞLEMİNİN İPTALİ DAVASI – BORÇLANMA İŞLEMİ YAPAN KİŞİNİN YURDA KESİN DÖNÜŞÜNÜN GERÇEKLEŞMESİ

ÖZET: 3201 sayılı Yasaya göre yurda kesin dönüş şartı aranmaksızın borçlanmak mümkün iken borçlanılarak değerlendirilen sürelere istinaden aylık tahsisi yapılabilmesi için yurda kesin dönüş yapılmış olması gereklidir. Borçlanma işlemi yapan kişinin yurda kesin dönüşünün gerçekleştiği tarihe kadar aylık bağlanma hakkının askıda olduğunun kabulü gerekir.

(3201 S. K. m. 3, 6)

Davacı, 3201 sayılı Yasaya göre yapmış olduğu borçlanmasının geçerli olduğuna, Kuruma borçlu olmadığının tespitine ve Mayıs 2005 tarihinden itibaren almakta olduğu aylığın kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.

Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici sebeplere göre davalı Kurum vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz İtirazlarının reddine.

2- Dava, 3201 sayılı Yasa gereğince yapılan borçlanmanın geçerli olduğunun tespiti ile bu borçlanma nazara alınarak bağlanan yaşlılık aylığının Mayıs 2005 tarihinde kesilmesine ilişkin davalı Kurum işleminin iptali ve ödenen aylıklar nedeniyle davalı Kuruma ….. TL. borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

Mahkemece, 3201 sayılı Yasaya göre yapılan borçlanma işleminin geçerli olduğunun tespitine, davacının borçlu olmadığının tespitine ve davalı Kurumun yersiz aylık ödemelerinin faizi ile iadesine ilişkin işleminin iptaline ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

3201 sayılı Yasaya göre yurda kesin dönüş şartı aranmaksızın borçlanmak mümkün iken borçlanılarak değerlendirilen sürelere istinaden aylık tahsisi yapılabilmesi için yurda kesin dönüş yapılmış olması gereklidir. Borçlanma işlemi yapan kişinin yurda kesin dönüşünün gerçekleştiği tarihe kadar aylık bağlanma hakkının askıda olduğunun kabulü gerekir.

Somut olayda davacının 08.04.1965-12.08.1971 tarihleri arasında SSK. na tabi çalışmaları bulunduğu, 09.07.1995 tarihinde yurt dışı hizmetlerini borçlanmak için müracaatta bulunarak borçlanma işlemini yaptığı, 27.07.1995 tarihli tahsis talebi üzerine de davalı Kurumca 01.08.1995 tarihinde yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının 22.09.1971-31.12.2001 tarihleri arasında yurt dışında çalıştığının, 01.01.2002-31.08.2004 tarihleri arasında işsizlik yardımı aldığının anlaşılması üzerine 17.05.2005 tarihinde bağlanan aylık iptal edilerek davacıdan 01.08.1995-17.05.2005 tarihleri arasında ödenen yaşlılık aylıkları faiziyle birlikte geri istemektedir. Davacının yukarıda belirtilen tarihlerde yurt dışında çalıştığı ve işsizlik yardımı alması sebebiyle davalı Kurumca yaşlılık aylığının başlangıçtan itibaren iptaline ilişkin Kurum işlemi yerinde ise de 31.08.2004 tarihinde işsizlik yardımının kesilmiş olmasının davacının yurda kesin dönüş yaptığının karinesi olmasına ve aksi davalı Kurumca iddia ve ispat edilmemiş bulunmasına göre davalı Kurumca önceki tahsis talebi gözetilerek 31.08.2004 tarihini takip eden aybaşı olan 01.09.2004 tarihinden itibaren davacıya resen yaşlılık aylığı bağlanması gerekmektedir. Hal böyle olunca davacı davalı kurumca 01.08.1995-31.08.2004 tarihleri arasında yersiz ödenen aylıklar yönünden borçlu olmakla birlikte 01.09.2004 tarihi ile yaşlılık aylığının kesildiği 17.05.2005 tarihi arasında ödenen yaşlılık aylıkları nedeniyle borcu bulunmamaktadır.

Yapılacak iş, davalı kurumdan davacıya 01.08.1995-31.08.2004 tarihleri arasında ödenen yaşlılık aylığı miktarı sorularak sonuca gitmektir.

Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davacının yaşlılık aylığının yeniden bağlanması ile ilgili istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması ve menfi tespit davasının tümden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30.01.2006 gününde oy birliği ile karar verildi.

 

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *